Kut anlayışı
Orta Asya Türk devletlerinde kağanların bu ünvanı almalarında yalnız hanlık egemenliği değil aralarında ilahi destek olduğuna da inanılır. Türklerin bir nevi hayat görüşü olarak kabul ettikleri Töre'ye göre, Türklerde hakimiyet telakkisi, yani hükümranlık meselesi, şartlı olarak milleti idare eden devlet adamlarına veya hükümdarlarına Tanrı tarafından bahşedilen bir kut idi ki, buna siyasi iktidar deniyordu. Kağan kut taşır. Kut, Tanrı'nın kağana devleti yönetme gücü ve yetkisi vermesidir. Türk devletlerinin başında bulunanlar, kendilerini Tanrı'nın oğlu veya Tanrı tarafından insanları yönetmekle görevli kişi olarak ilan etmişlerdir. Türk kağanları kendisini daima tanrıya karşı sorumlu sayarlardı. Kut'tan dolayı hükümdar ailesinin toplumda büyük bir saygınlığı vardır. Türk yönetim anlayışına göre devlet hanedanın ortak malıdır. Bu anlayışa "Veraset Sistemi" denilir. Oğullar arasında hangisinin hanlık tahtına çıkacağını da Tanrı takdir etmektedir. Hanedan içindeki tüm erkeklerin kut taşıdığı düşünüldüğünden ve ülke hanedan üyelerinin ortak malı kabul edildiğinden bu anlayış zamanla taht kavgalarının ortaya çıkmasına ortam hazırlamıştır. Kut'un ilahi olduğu Uygur hükümdarlarının kullandığı ünvanlarda da görülmektedir. Örneğin; Kutlug, Alp Kutluk Bilge Kağan, Kut bulmuş Küllüg Bilge...
Kutadgu Bilig'de:
"Kut'un tabiatı hizmet ve adalettir. Fazilet ve kısmet Kut'tan doğar...Ey hükümdar sana Tanrı Kut verdi...Beyliğe yol ondan geçer...Herşey Kut'un eli altındadır, bütün istekler onun vasıtasıyla gerçekleşir...Tanrı kimi iktidar sahibi, yaparsa o her iki dünyada mesut olur...Bey, bu makama sen kendi gücün ile gelmedin onu sana Tanrı verdi...Hükümdarlar iktidarı Tanrı'dan alırlar..."